Şeker hastalığı ömür boyu süren bir rahatsızlık olduğu için, yıllar arasında çeşitli belirtiler ile ortaya çıkıyor. Diyabette göz sorunları geçici görme bozukluklarından, çift görmeye, takip ve tedavi edilmediği takdirde kalıcı görme kaybına kadar çıkabiliyor. Denetim altına alınamayan ve düzensiz giden kan şekeri, gözlük numaralarında da geçici değişikliklere neden oluyor. Diyabetli hastalarda en sık karşılaşılan göz problemi ise “diyabetik retinopati” şekilde biliniyor. Diyabetik retinopati, bu günlerde çağdaş ülkelerde dahi 20-65 ıslak grubunda önde gelen körlük nedenleri içinde yer alıyor. Uzmanlar, bu hastalığın düzenli takip ve tedavi ile önlenebilen bir durum olduğunu belirtiyor.
GÖRME ENGELİNE YOL AÇAR!
Şeker rahatsızlığı ile göz arasındaki yakın ilişkiyi açıklayan hususi Büyükşehir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Hasan Küçükçelik, “Gerek insüline gerekse insülinden müstakil diyabette hastalığın süresi ne kadar uzunsa, kan şekerinde düzensizlikler ne kadar fazla ise, göz damarları o ölçüde hasar görür. 10 yıldır Tip l diyabeti olan her 100 bireyin 70-90`ında retinopati bulguları olmaktadır. Tip ll diyabette retinopati daha geç başlar ve daha hafif seyreder. 10 beş yıldır Tip ll diyabeti olan 100 kişinin 60`ında retinopati mevcuttur. Diyabetik Retinopati`nin çeşitli evreleri bulunur. Başlangıçta küçük damarlarda değişiklikler meydana gelir. Bu değişikliklerin neticesinde retinada kanamalar başlar, damarlar sızması gereken maddeleri damar dışına sızdırır, bu sızıntı retinada sıvı toplanmasına yani ödeme yol açar. bununla beraber küçük damarlarda tıkanıklıklar olur, tıkanan damarlar dokulara lüzumlu oksijeni ve besini götüremez. netice şekilde yeni damarlar ortaya menfaat, ancak oluşan yeni damarlar anormal yapıda olduğundan kolayca kanar, şiddetli göz içi kanamalarına ve görme kaybına yol açar” dedi.
AMAÇ KÖR OLMAYI ENGELLEMEK!
Küçükçelik, diyabet tanısı konan hastaların, hiçbir şikayeti olmasa dahi her yıl göz muayenesi yaptırmasının gerekliliğini vurguladı. Damla ile göz bebeğinin genişletildiğini ve göz köklerinin retinopati açısından ayrıntılı olarak incelendiğini söyleyen Küçükçelik, konuşmasını şu ifadeler ile sürdürdü: “Diyabetik retinopati başladığı tetkik edildiğinde, takip muayeneleri daha çok yapılır. Gerektiğinde ön kol damarından ilaç vererek göz dibinin fotoğrafı çekilir. Muayene ve anjiografi bulgularına göre tedavi gerektiğine karar verildiğinde laser tedavisine başlanır. Diyabetik retinopatinin ilaçla tedavisi olası değilidir. Laser, belli dalga boyunda, yüksek enerjili ışıktır, gözün ayrıcalıklı hastalıklarında değişik laserler uygulanmaktadır. Diyabette kullanım amacı, beslenmeden yoksun retina alanlarına laser yaparak, ileride izlemeyi bozabilecek anormal yeni damarların gelişmesini engellemektir. Laser tedavisinde hedef, bakmayı arttırmak değildir; amaç retinopatinin ilerlemesini durdurmak, hastanın ilerde görmesinin yüzde yüz kaybetmesini yani kör olmasını önlemektir.”
Kaynak: Merhaba Haber